2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısı, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmeye başlandı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Komisyon'da yaptığı sunumda, küresel finansal krizin başlangıcından bu yana yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen dünya ekonomisinde istikrarın hala sağlanamadığını, gelişmiş ekonomilerde zayıf büyüme ve yüksek işsizlik ortamı sürerken, Avro Bölgesi kamu borç krizinin bir güven bunalımına dönüştüğünü belirtti.
Gelişmiş ülkelerin yaşadığı bu sorunların küresel görünümü olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Şimşek, bu nedenle birçok ülke ve uluslararası kuruluşların büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiğini söyledi. Şimşek, konjonktüre göre küresel büyümenin 2012 ve 2013 yıllarında sırasıyla yüzde 3,3 ve yüzde 3,6 olmasının tahmin edildiğini dile getirerek, bu oranların kriz öncesi küresel ekonomide görülen yüzde 5-5,5'lik büyüme oranlarının oldukça altında olduğunu anlattı. Şimşek, dünya ekonomisinin yüzde 21'ini oluşturan ABD'de, nispi iyileşmeye rağmen büyümenin hala potansiyelin altında seyrettiğini, 2011 yılında yüzde 1,8 büyüyen ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2,2, önümüzdeki yıl ise yüzde 2,1 büyümesinin beklendiğini işaret etti.
Dünya ekonomisinin yüzde 19'unu oluşturan Avro Bölgesi'nde ise sorunlar hala devam ettiğini söyleyen Şimşek, 2011 yılında yüzde 1,4 oranında büyüyen Avro Bölgesi'nin 2012 yılında yüzde 0,4 daralması, 2013 yılında ise yüzde 0,2'lik büyüme ile neredeyse yerinde sayması beklendiğini belirtti. Bakan Şimşek, Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomilerde büyümenin, bu yılın ilk yarısında sırasıyla yüzde 7,9 ve yüzde 5,4 seviyelerine gerileyerek son 3 yılın en zayıf performansını gösterdiğini ifade ederek, bu çerçevede, 2011 yılında yüzde 6,2 oranında büyüyen gelişmekte olan ekonomilerin 2012 ve 2013 yıllarında sırasıyla yüzde 5,3 ve 5,6 büyüyeceği tahmin edildiğini kaydetti.
Küresel finansal krizin ana sebeplerinden biri olan küresel makro ekonomik dengesizliklerin devam ettiğini anlatan Maliye Bakanı Şimşek, kriz öncesi dönemde başta Çin olmak üzere yüksek cari fazla veren Rusya, Almanya, Körfez ve gelişmekte olan Asya ülkelerinde büyüme hala dış talep ağırlıklı olduğunu dile getirdi.
Başta ABD ve İngiltere olmak üzere birçok gelişmiş ülke ve bazı gelişmekte olan ülkeler yüksek cari açık verdiğini anlatan Şimşek, küresel makro ekonomik dengesizliklerin azaltılması için tasarruf fazlası olan ülkelerin iç talebi canlandırması, tasarruf açığı olan ülkelerin ise cari açığı kontrol altına almaları gerektiğine dikkat çekti. Küresel finansal krizin küresel buhrana dönüşmesini engelleyen en büyük faktörün, ülkelerin ekonomi politikalarını küresel koordinasyon ve işbirliği içinde belirlemeleri olduğunu kaydeden Şimşek, Türkiye'nin de aktif rol aldığı bu süreçte G-20, ülkelerin krize karşı birlikte mücadele ettiği bir platform olduğunu anlattı.
"Her ne kadar küresel finansal kriz '1929 Ekonomik Büyük Buhranı' kadar derin olmasa da etkilerinin daha uzun süre hissedileceği tahmin edilmektedir" diyen Bakan Şimşek, büyük sonrası küresel ekonominin kriz öncesi seviyeyi yakalaması yaklaşık 7 yıl aldığını hatırlatarak, "IMF, küresel kriz sonrası kırılgan bir yapıda devam eden toparlanma sürecinin 2018 yılına kadar süreceğini tahmin etmektedir. Bu çerçevede, Türkiye ekonomisini de çok yakından ilgilendiren küresel ekonominin önündeki temel riskleri; Avro Bölgesinde devam eden borç sarmalı ve güven sorunu, ABD'deki mali belirsizlikler, gelişmekte olan ülkelerde büyümenin sert biçimde yavaşlaması, jeopolitik risklere bağlı olarak yüksek seyreden emtia fiyatları şeklinde özetleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
http://www.ekoayrinti.com/news_detail.php?id=109837
Sayın ziyaretçi biliyor musunuz? Bu yazı sizden önce kişi tarafından okundu.